Damat Bey ve süpermarketlerden sonra TÜSİAD'ı da ilk El-Aziz yazdı!

Türkiye yine keskin bir virajdan geçiyor. Virajı keskin yapan Türkiye'deki İsrail'in (Selanik Dönmelerinin) küresel sermaye ile işbirliği içinde hareket ederek ekonomi üzerinden devlete saldırmaları...

Millet bu kez tankla tüfekle değil devletine karşı doğrudan cüzdanıyla imtihan oluyor.

Bu virajın daha keskin olması ondan... Bir insan canından vazgeçmeyi göze alıp tankın, tüfeğin, merminin önüne atlayabiliyor ama  iş cüzdana dokununca, akşam eve çocuğunun bir isteğini eksik götürmeye gelince sarsılabiliyor. Denk geliyorsunuzdur hiç ummadığınız insanların pahalılık isyanına...

İşte 15 Temmuz'da Türkiye'nin tankla, tüfekle ele geçirilemeyeceğini görenler aksine Milli Görüş derin devletinin karşı darbesinin yiyenler bu kez milleti en hassas yerinden ekonomi üzerinden vurup devletine karşı ayaklandırmak için düğmeye bastı.

Önce sahibi olduğu beşi bir arada süpermarket zincirleri eliyle suni kıtlık, yokluk, pahalılık oluşturarak sosyal patlamalara ortam hazırlayan küresel Siyonist sermaye sonrasında ise döviz üzerinden saldırıya geçti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın faize savaş açması üzerine Türkiye'ye savaş ilan eden küresel sermaye bütün gücü ile son silahı Dolar ve yerel işbirlikçileri ile ülkemize saldırıyor.

Türkiye'de borsa ve ihracat rakamları rekorlar kırıp, fabrikalar tam kapasite çalışıp, cari açık düşerken, ülkenin her yerinde ürün bolluğu varken Dolar'ın çıkmasını, ülkede enflasyonun patlamasını ekonomi bilimi ile açıklamak mümkün değil! Zaten kendileri de açıklayamadıklarından kurgu oldukları ifşa olan sokak röportajlarıyla, ezberletilmiş ekonomi medya ve akademiyasının illüzyonları ile milleti istismar edip duruyorlar.

Ancak durum öyle bir noktaya geldi ki Türkiye'yi 4 aylık bir süre içerisinde iç karışıklığa sokup halkı devletine karşı ayaklandırmayı istediklerini açık açık söylemeye başladılar bile...

Peki hedef olan belli Türkiye... Hedefe koyan kim? Ya da küresel Siyonist sermayenin Türkiye'deki işbirlikçisi kim?

Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan İlim Yayma Ödülleri töreninde bağıra bağıra söyledi; TÜSİAD!

"TÜSİAD Selanik Dönmelerinin kuruluşudur. Siyasi mühendislik amaçlı kıtlık, yokluk, pahalılık yapan emperyal sermayenin süpermarket zincirleri de Selanik Dönmelerinindir. TC'nin kurucu iradesini Selanik Dönmeleri temsil ediyor. Erbakan Millî Görüş cihadı ile 40 yılda Selanik Dönmelerini yönetimin dışına itip kamusal alandan uzaklaştırdıkları Müslümanları iktidar yaptı."

- GEÇKİL -

İşte küresel sermayenin TÜSİAD eliyle saldırdığını savaşın Cumhur İktidarı ile TÜSİAD arasında gerçekleştiğini Türkiye'ye ilk kez Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Zeki Geçkil duyurmuştu.

Tıpkı Türkiye'deki İsrail'in Damat bey eliyle Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ve iktidara operasyon çektiğini, süpermarket zincirlerinin suni pahalılık oluşturarak sosyal patlamaya ortam hazırladığını Türkiye’ye ilk kez duyurduğu gibi…

Geçkil olayın arkasında TÜSİAD’ın olduğunu uzun süredir işliyordu ancak Aralık ayı başında çok net bir şekilde şöyle duyurmuştu:

"Basite indirgeyip somutlaştıracak olursak; ekonomik savaş Cumhur İktidarı ile TÜSİAD arasında yaşanmaktadır. Bir yıldır CB Erdoğan TÜSİAD'a randevu vermiyormuş. Sonunda ipler kopmuş. Artık "ya devlet başa ya kuzgun leşe"!"

- GEÇKİL –

İşte dün gelinen noktada ise Cumhurbaşkanı Erdoğan kürsüden açık açık TÜSİAD’ı hem ifşa hem de tehdit etti.

"Ey TÜSİAD ve yavruları sizin tek göreviniz var, yatırım, istihdam ve büyüme. Kalkıp da hükümete saldırmanın yollarını aramayın bizimle mücadele edemezsiniz. Sizin cinsinizi de cibilliyetinizi de iyi biliyoruz."

- ERDOĞAN –

Erdoğan’ın bu sözlerle TÜSİAD’a yüklenmesinin anlamı şu; ekonomik savaş Cumhur İttifakı ile TÜSİAD arasında yaşanıyor.

Yani Geçkil yine tam 12’den vurmuştu.

Aslında bu ilk kez olmuyor. El-Aziz’in 20 yıllık arşivinde El-Aziz’in 12’den vurduğu çokça büyük olay var ama yakın zamana böyle derinden damga vuran, ülkede büyük gelişmelere sebep olan Damat Bey, süpermarketler ve TÜSİAD mevzularını Türkiye’deki medya ve akademiyanın karatmalarına rağmen sadece Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Geçkil gündeme getirdi.

Kurtlar Vadisi’nde galiba şöyle bir replik vardı; bir kez olursa umursamam, iki kez gerçekleşirse tesadüf derim, üç kez gerçekleşirse artık tereddüt etmem diye…

İşte El-Aziz’in illüzyoncu medya ve akademiyaya rağmen Türkiye’nin gerçek gündemini tek başına Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Zeki Geçkil’in değerlendirmesiyle belirlemesi üçtür tekrarlanıyor.

Önce El-Aziz yazıyor sonra olaylar tam da o doğrultuda gerçekleşip konu ülke gündeminin merkezine yerleşiyor.

Eee artık El-Aziz’i takip etme konusunda siz de tereddüt etmeyin!

Ne yazıyorsa o!

O.G.